Evet sorbonne'da okuyorum ben hayranların olduğu çekime giremedim çnkü içerden haber bekledim bazen sanatçılar konserden sonra bişiler içmek için veya biraz vakit geçirmek için bekliolarmış, beni de Mika'ya servis etmek için çalıştırıcaklardı ama john çok sıkıştırdı hemen gitmek istedi bana haber geldiğinde Mika çoktan fotoğraf çektirip karavana girmişti.. John bi daha da izin vermedi ben de Mika karavandan çıkana kadar bekledim orda benden önce fotoğraf çekilen kimseyi göremedim üstelik onunla sahnede dans edenlere bile vakit ayırttırmadı Mika'yı getiren organizasyon şirketini bile haşladı John ! Hem ingilizce Hem fransızca konuştum, ilk önce ingilizce konuştum durdurdum Paris'ten sadece onun için geldiğimi söyledim ki gerçekten 3 gün onun için geldim.. karanlıktı Mika çıktığında John ve tercümanı bana doğru yürümeye başladılar ben de bütün cesaretimi toplayıp afedersiniz diyerekten karşılarına çıktım! john'un elinde ışık vardı yüzüme tuttu ''sen kimsin ?'' diye uff çok sinir bozucu bi adamdı bi de aptal peltek bi tercüman vardı sürekli ''ama bif gitmek zofundayız'' diye tekrarlayıp durdu.. (ona burdan gerçekten selamlarımı iletiyorum..) neyse Mika'ya o anda neler sorduğumu veya neler söylediğimi tam hatırlamıorum ama tam bi saçmalamaydı ismimi söyledim ona hediyeler getirdiğimi söyledim, hediyeleri çıkartınca bayıldı.. Paris'te okuyorum ben dedim (bu kısmı fransızca söyledim, duyunca da '' aa Paris mi?'' die şaşırdı çok seviyo burayı özellikle champs-elysees'i) onu çok sevdiğimi söyledim Londra'da bilet kazandığımı ama onunla tanışamadığımı o günden beri de bugünün hayalini kurduğumu söyledim kazandığım bilet için teşekkür ettim ne kadar kibarsın dedi (zaten benimle konuşmak için durunca sürekli teşekkür etmeye başladım çnkü çok korkmuştum John izin vermicek die) sonra bileğine getirdiğim nazar boncuklu bilekliği takmak istedim ama elim çok titredi takarken halime çok güldü nazar boncuğunun anlamını anlattım umarım sizi kötülüklerden korur dedim gülümsedi tatlıları görünce ayrı sevindi zaten ''ouv Turkish i love it '' diye çocuk gibi neşelenmişti <3, sonra herşeyi imzaladı ''fotoğraf da çekinebilir miyiz acaba?'' die sordum ''tabi ki'' diyip John'a verdi John'da bi oflamayla puflamayla çekti.. sonra da sarıldı ve gitti..... o kadar hayal kur bi soru soruyla kıvran dur ama karşına çıkınca titre ve buz kesil ! sanki hiç tanışmamışız gibi gelio şu anda